ADALET VE KALKINMA PARTİSİ
Kuruluş : 14 Ağustos 2001
Genel Başkan : Recep Tayyip Erdoğan
Kurucular : Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Binali Yıldırım, Abdülatif Şener, İdris Naim Şahin ve Bülent Gedik.
Meclisteki Milletvekili Sayısı : 286 / 600
Kazandığı Büyükşehir Sayısı : 15 / 30
Kazandığı İl Sayısı : 24 / 51
Kazandığı İlçe Sayısı : 536 / 922
Ak Parti Dönemini Rahatlıkla İnceleyebilmeniz İçin Kısa Cümle ve Net Bilgilerle Sunumlar Hazırladık
Ak Partinin Kurulduğu Yıldan İtibaren Girmiş Olduğu Tüm Seçimler
Yana Kaydırınız —>
Sayılarla Ak Parti Döneminde Türkiye’de Gerçekleşen Tüm Gelişmeler
Yana Kaydırınız —>
Ak Parti Döneminde Gerçekleşen Bu Çalışmalar Hakkında Madde Madde Açıklama Yapmak İstedik
Havalimanları
Türkiye’de yapılan havaalanı sayısındaki artış Türkiye’nin bir çok iline ulaşımı kolaylaştırmıştır. Ayrıca bulundukları şehirlere ek ekonomik katkı da sağlamaktadır. Bunun yanında havalimanı sayısı arttırılması ile bazı yurtdışı uçuşlara aktarma bölgesi olan şehirlerimiz uçakların iniş kalkışlarından da ek olarak para kazanmaktadır. Tüm bunların yanında 2015 yılında yapımına başlanan ve 2018 yılında ilk etaplarıyla faaliyete alınan İstanbul Havalimanı gibi önemli yapılardan birisi Ak Parti Döneminde yapılmıştır. Dünyanın En Büyük 10 Havalimanından birisi olan İstanbul Havalimanı aynı zamanda Avrupa’da En Çok Yolcuya Ev Sahipliği Yapan (5 milyon 996 bin) ve En Fazla Günlük Uçuş (1327) ile Avrupa Birincisi olmuştur. Ek olarak İstanbul Havalimanı 27 ayrı ödül almıştır ve 11 ayrı sertifikaya sahiptir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının paylaştığı verilere göre ise İstanbul Havalimanı ekonomiye 80.7 Milyar € katkı sağladı.

Barajlar
Türkiye Dünya Genelinde büyüklük ve kapasite bakımından enlere giren barajlara sahiptir ve her geçen gün bunlara yenileri eklenmektedir. Baraj sayısının 20 yılda 3 kattan fazla artması ise Ak Parti Döneminde bu alana son derece yatırım yapıldığını göstermektedir. Barajların kurulması ile tarım arazileri için sulama imkanları sağlanıyor, elektrik enerjisi üretimi sağlanarak enerjide dışa bağımlılık azaltılıyor ve artan nüfus için temiz içme suyu kaynağı sağlanıyor. Tabi bir yandan da doğal ekosistemi bozduğu için tartışmaları da beraberinde getiriyor. Ancak günümüzde Temiz Su ve Enerji vazgeçemeyeceğimiz kaynaklar olduğu için barajlar büyük önem teşkil etmektedir. Ak Parti Döneminde yine dünyanın en büyük barajlarında biri olan Artvin Yusufeli Barajı yapılmıştır.

Tüneller
Sayılarla veriler bölümümüzden de anlayabileceğiniz üzere bu 20 yıllık süreçte birçok tünel projesine imza atılmıştır. Tüneller ulaşımı ve hayatı kolaylaştırırken ekonomiye de birçok fayda sağlamaktadır. Örneğin Rize-Erzurum yolu arasına yapılan Ovit Tüneli. Normal koşullarda yoğun kar yağışı ve çığ düşmeleri ile dönem dönem bu yolun 5 ay boyunca trafiğe kapandığı görülmüştür. Ancak Ovit Tüneli açıldığından beri böyle bir sorunla karşılaşılmamıştır. Ek olarak tünel yerine normal dağ eteğinden dolaşılan yol kullanıldığı zaman da yakıt + zaman kaybı çok daha fazla gerçekleştiğinden bir çok bakımdan tasarruf ve kazanç getiren önemli yapılardandır tüneller. Aynı şekilde yine Ak Parti döneminde yapılan Marmaray Projesinin kardeşi olan ve araçların deniz altından bir tüp tüneş içerisinden geçmesini sağlayan Avrasya Tüneli de İstanbul trafiği için önemli olan çok kritik bir projedir.

Köprü ve Otoyollar
Ak Parti döneminde Türkiye’nin belki de en çok geliştiği konulardan birisi ULAŞIM oldu. Ak Parti öncesi ulaşım imkanları kısıtlıyken Ak Parti bunu kökten değiştirdi. Ülkenin her yerine bölünmüş yol ağı örüldü ve ulaşım için ciddi yatırımlar yapıldı. Yol = Medeniyettir diyerek yapılan bu projeleri sonuna kadar destekliyoruz ve hafife alınmaması gerektiğini düşünüyoruz. Ak Parti dönemi öncesinde bölünmüş yolla ulaşım sadece 6 ile mümkünken günümüzde bu 77 ile çıkmış durumda. Bunlarla birlikte gelişmiş akıllı otoyollar ve devasa köprüler inşa edilmiştir. En basitinden bu şekilde bölünmüş güvenli yollar olmadığı zaman kazaların çok fazla olduğunu ve bu yolların yapılması ile birçok vatandaşın da varacağı yere sağ salim varmasının sağlanmış olduğunu söylemek isteriz.
Ak Parti Döneminde Yapılan Başka Büyük Köprüler ( Fotoğrafların Üstüne Tıklayarak KGM Sayfasından Detaylı Okuyabilirsiniz )


Hastaneler
Ak Parti döneminde en çok ilgi gösterilen alanlardan birisi de sağlık sektörü oldu. Türkiye geçen 15-20 yıllık süreçte sağlık konusunda resmen çağ atladı. Şimdiye kadar yapılmayan ciddiyetle sağlık konusu ele alınmış ve birçok yatırım yapılmıştır. Hatta bu konuda öyle bir boyuta gelindi ki Türkiye Avrupa’dan ve farklı bölgelerden sağlık turizmi ile yabancıları kendisine çeker duruma gelmiştir. Tüm hastaneler neredeyse ya sıfırdan yapıldı ya da yenilendi. Bunlara ek olarak büyükşehirlere yapılan Şehir Hastaneleri de sağlık sektöründe büyük pay sahibi olmaya başladı. Toplam 33 Şehir Hastanesi 43 binden fazla yatak kapasitesine sahip. Özellikle tüm Dünya’nın zorlu şartlar altında geçirdiği Covid-19 döneminde tam teşekkürlü büyük hastaneler ülkemizin bu sınavı vermesinde katkıda bulundu. 2000’li yıllar öncesine ait kaynakları incelediğimizde hastanelerde ekipman personel eksikliği bakımsızlığın çok fazla olduğu ve eczanelerin hastane içerisinde olduğu dönemlerde hasta ve hasta yakınlar birkaç gün süreyle ilaç sırası beklediğini görmekteyiz. Türkiye bu vahim durumdan kurtulmuş ve otel konforunda hastanelere kavuşmuş durumda.
Bazı Yeni Şehir Hastanelerinin Dışarıdan ve İçeriden Görsellerini Görebilirsiniz




Savunma Sanayisi ve Ağır Sanayi
Son 20 yılın belki de en önemli olayı Savunma ve Ağır Sanayimizin gelişmesidir. Türkiye gerek coğrafyası gerekse Dünya politikaları sebebiyle sürekli diken üstünde olan ve savunma silah sanayisine ihtiyaç duyan bir ülke konumunda. Türkiye ayrıca uzun yıllardır TERÖR denilen aşağılık bir olayla mücadele etmektedir. Başta PKK olmak üzere birçok terör grubuyla ve hainle uğraşan Türkiye bu konuda ciddi kayıplar yaşamıştır. Şimdiye kadar binlerce şanlı askerimizi ve vatandaşımızı şehit vermemizin yanında terörün son 30 yılda terörün tahmini mali zararı yaklaşık 300 milyar dolardır. Tüm bunların yanında Türkiye sınır ötesi operasyon yapacağı zaman önceki yıllarda Türkiye’ye ambargo uygulanıyordu ve mühimmat silah sıkıntısı yaşayan Türkiye operasyon yapamaz duruma geliyordu. Günümüzde ise işler değişti ve artık Yeni Bir Türkiye sahada. Artık kendi silahlarını, gemilerini, savaş uçaklarını, savaş helikopterlerini, radarlarını, füzelerini ve sayamadığımız birçok sistemini yapan Türkiye var. Bu sayede Türkiye bağımsızlığını sağlama ve koruma bakımından kendi başına emin adımlar atabilir duruma gelmiştir. Tüm bunlara ek olarak çok kısa sanayiler hakkında açıklama da yapacak olursak, Türkiye’de fabrikaların kapatıldığı üretimin artık bittiğini Türkiye’de hiçbir şeyin üretilmediği internette ve sosyal medyada her yerde geçmekte. Bu bilginin de yanlış olduğunu göstermek için tek bir sayısal bilgiyi sizlerle paylaşmak isteriz.
YILLAR | OSB SAYISI (ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ) | İŞLETME SAYISI |
2002 | 192 | 11.395 |
2021 | 332 | 55.562 |
TOTAL | ARTIŞ = %72 | ARTIŞ = %387.59 |
Sonuç: Türkiye’de üretimin bittiği işletmelerin kapandığını sanayinin küçüldüğünü söylemek imkansız. Kurulu işletmelerin sayısı neredeyse 5 katına çıkmış durumda.
Son Yıllarda Hayata Geçen Bazı Savunma Sanayi Projelerini Görüyorsunuz. Bu Konuda Savunma Sanayi Başkanlığının Hazırlamış Olduğu 634 sayfalık Kataloğu İnceleyebilirsiniz.



Milli Gelir ve Ekonomi
Ak parti hükümetinin son zamanlarda yaşadığı belki de en büyük sorunlardan birisi ekonomik refah seviyesi ve alım gücü. Halk arasında ve sosyal mecralarda gerçekleşen tartışmalarda asgari ücretin 2002’den daha kötü bir seviyeye gerilediğinden ve ülkenin çok daha kötü konuma geldiğinden bahsedilmektedir. Ak partinin hükümete geldiği 2002 yılından 2013 yılına kadar (2009 hariç) kişi başına düşen yıllık gelir ($) değeri sürekli arttı. Düşüşler 2014 yılından sonra 2021 yılına kadar gerçekleşti ve 2021 yılında yine bir toparlanma olarak artış gerçekleşti. Yıllık kişi başı milli gelirde yüksek bir artış gerçekleşti yani. Tüm bunlara ek olarak asgari ücrette de dalgalanmalar iniş ve çıkışlar olmasına rağmen internetteki taraflı sayfaların birçoğu doların son 10 yılını göstererek asgari ücret dolar karşısında hep eridi algısı yapmaktadır. Bu bilginin doğru olmadığını ve algı oluşturduğunu belirtmek isteriz.. Biz bu konuyu yıllara göre asgari ücret dolar karşılaştırmasını ve yıllık kişi başı milli gelir tablosu yaparak sizlerle paylaşmak istedik.
NOT: Önceden kullandığımız parada 6 tane 0 vardı. Yani şu anki 1000 TL o zamanlar 1.000.000.0000 olarak ifade ediliyordu. Bizim İKİ BİN TL olarak okuduğumuz şeyi İKİ MİLYAR olarak okuması bu alışkanlıktan gelmektedir. Aynı şekilde eski Türk Filmlerinde YÜZ TL nin YÜZ MİLYON olarak geçtiğini görebilirsiniz. 2005 yılında Ak Parti Hükümeti tarafından 6 tane 0 atıldı 1 MİLYON = 1 TL olarak belirlendi. Paranın değeri böylece artmış oldu. Kıyaslamalarda bu da göz önüne alınmıştır.
YIL | NET ASGARİ ÜCRET | DOLAR KARŞILIĞI |
2002 | 184.251.937 ( 184.3 TL) | 117.2 $ |
2013 | 891.03 TL | 422.29 $ |
2022 | 5500 TL | 328.16 $ |
TOTAL | %2889 | %180.34 |
Sonuç: Asgari Ücrette Dolar karşılığı olarak alınan ücret 2002 yılıyla kıyaslanırsa neredeyse 2 katına çıkmış durumda. TL’nın bu kadar artıp doların az artması ise son yıllarda yüksek oranda artış gerçekleşen kurlardan kaynaklı. Bu da Türk Parasının kur bazında değer kaybettiğini ortaya koyuyor.
YIL | Kişi Başı Yıllık Gelir |
2002 | 3608 $ ( üç bin altı yüz sekiz ) |
2013 | 12582 $ ( on iki bin beş yüz seksen iki ) |
2021 | 9592 $ ( dokuz bin beş yüz doksan iki dolar ) |
TOTAL | %165.85 Artış |
Sonuç: Bu tabloya baktığımızda ise durumun anlatılandan çok daha farklı olduğunu görmekteyiz. Çünkü gelirin imkanların eskisine göre çok daha kötü olduğunu savunan yazıların aksine istatistiksel olarak düşüş son 10 yıla göre gerçekleşmiş. Ama 20 yıl geneline bakacak olursak gözle görülür bir artış söz konusu.
Ak Parti Döneminde Gerçekleşen ( veya Gerçekleştiği Düşünülen ) ve Tartışılan Olaylar
Mülteci Krizi :
Ak Parti’nin hükümette olduğu dönemde Suriye’de iç savaş çıktı(2012). Savaşın yıllarca devam etmesi, ülkede düzenin ve can güvenliğinin olmaması sonucu milyonlarca göçmen Türkiye’ye gelmeye başladı. İlk başlarda çok fazla olay olmayan durum son yıllarda gittikçe halk arasında huzursuzluğa sebep oldu ve sık sık gündeme gelmeye başladı. Sadece Suriyeliler değil milyonlarca Afgan, Pakistanlı ve diğer birçok Arap ülkesinden gelen mülteciler birçok yerde düzeni bozduğu için istenilmiyor. Ancak hükümet bu kararında sonuna kadar kararlı gözüküyor ve şu anda mültecilerin sınır dışı edilmesi gibi bir konu gündemde gözükmüyor. Yaşanılan başlıca olayları sıralarsak:
- Arap mültecilerin çoğunluk olduğu mahallelerde Arapça tabelaların artması ve o mahallelerde Türk sayısının azalmasıyla vatandaşların girmekten dolayı tedirginlik yaşaması
- Sadece düşük gelirli mülteciler değil, zengin birçok Arap’ın ülkeye gelmesi ile günlük hayatta da birçok şeyin değiştiğini söyleyebiliriz. Evini yüksek fiyatlardan sadece Araplara kiralayan ev sahipleri, illegal şekilde çok para almak için Arap Turist harici müşteri almayan taksici, esnaf, restoran sahibi, tatil köyü işletmesi. Bu durumda ülkenin kendi vatandaşının bazı bölgelerde mağduriyet yaşadığını söylemek mümkün.
- İş verenler ucuza işçi ve her işi yapıyorlar diyerek göçmenlere iş veriyor ve ucuza çalıştırıyor. Sanayilerde ya da merdiven altı birçok işletmede çalışan göçmen görmek artık çok kolay.
- Bir zamanlar TikTok gibi platformlarda ortaya çıkan onlarca videolar ile bir takım mültecilerin kendisini çeker gibi yaparak sokakta gezen kadınların gizlice videosunu çekip sosyal medyada paylaştığı ortaya çıkmıştı. Bu görüntüler çok tepki toplasa da hükümet tarafından bunların algı amacıyla yapıldığı ve itibar edilmemesi gerektiği yönünde açıklama geldi.
- Son yıllarda ülkemizde yaşanan ekonomik krizle, fiyat artışlarıyla ve hayatın pahalanmasıyla hep birlikte mücadele ederek dişimizi sıkarken bazı göçmenlerin Türk vatandaşların fiyatını eleştirdiğini ve alamadığını söylediği ürünlerle video çekerek Türk Halkıyla dalga geçtiği videolar çekmesi üzerine Emniyet harekete geçti ve bu göçmenlerin sınır dışı edildiğini duyurdu.
- Farklı zaman dilimlerinde farklı kaynaklardan sosyal medyada paylaşılan videolardan gördüğümüz bazı videolar bizi şok etti. Bazı TIR ve Kamyonların kasasında gelen onlarca mültecinin Türkiye’de şehir merkezine bırakıldığı ve hiçbir kontrol kayıt olmadığını görmek birçok vatandaşı tedirgin ediyor.
- Bu ve bunun gibi yazabileceğimiz onlarca madde var. Ancak sizlere hatırlatmak istediğimiz bir olay var. Taksim meydanında gerçekleşen hain terör saldırısında yakalanan teröristin YURTDIŞINDAN KAÇAK YOLLARLA GELEN bir göçmen olduğu ve saldırıyı gerçekleştirene kadar MERDİVEN ALTI BİR ÇANTACI’DA ÇALIŞTIĞI devlet yetkililer tarafından açıklanmıştı. Durum bizce gayet açık. Umarız ülkemizin refahı için daha iyi önlemler alınır.
İşsizlik ve Torpil :
Son 20 yılın en büyük tartışmalarından birisi de liyakatın ortadan kalktığıdır. Belirli bir kesime göre artık devletin her kesiminde torpil dediğimiz tanıdıkları işe alma düzeni dönmekte ve hakkıyla işe girmek çok zorlaştı. Tabii ki böyle bir şeyle suçlama gerçekleştirmek ve kesin konuşmak için somut belgeler olması gerekmekte. Sosyal medyada bu konuda zaman zaman birçok farklı paylaşım yapılsa da kesin konuşmak yine de sakıncalı diye düşünmekteyiz. Ancak sosyal medyada araştırma yapılınca yetenek sınavında 1. olup da, mülakatta son sıralara atılan vatandaşlarla ilgili çok fazla paylaşım var. Bazen de milletvekilleri tarafından yazılan referanslar ile de bazı şahısların işe alınması için yazılar gönderildiği de ortaya çıkmakta.
Ekonomik Sıkıntılar, Yaşam Sürdürememe Yurtdışına Gitme Talebi :
Daha önceki yazılarımızda da bahsi geçtiği üzere son yıllarda ülkemizde maddi açıdan yaşam zorluğu ve hayat kalitesinin, refahı düşüşü söz konusu. Gelişmiş ülkelerle özellikle Avrupa ile kıyaslamalar yapıldığında yeni mezun olacak olan ya da olmuş olan gençler Avrupa’ya ya da daha iyi şartlar taşıyan ülkeler gitmek istediği konusunu dile getiriyor. Burada yıllarca alamayacağı arabaları birkaç aylık maaş ile rahatlıkla alabildiklerini, temel yaşam gıdalarını çok rahat şekilde temin edebildiklerini ilan eden genç beyinler yurtdışına gitmek istiyor. Öte yandan Türkiye’de olayın kavganın dövüşün ve huzursuzluğun eksik olmadığını da düşünerek düşüncelerine dayanak oluşturmaktalar. Bunun için sizlere birkaç örnekli bir tablo yaptık.
Almanya Asgari Ücret : 1584€
Türkiye Asgari Ücret : 5550 TL
ALMANYA FİYATI | KAÇ AYLIK ASGARİ ÜCRETLE ALINABİLİYOR | TÜRKİYE FİYATI | KAÇ AYLIK ASGARİ ÜCRETLE ALINABİLİYOR | ORAN | |
Volkswagen Golf ( 0 ) | 30.000€ En düşük paket 1.5 motor ( 1.0 motor satışı yok ) | 19 Aylık Maaşla Alınabiliyor | 658.000 TL En düşük paket 1.0 motor (Almanya kategorisindeki 1.5 motor 962.000 TL) | 120 Aylık Maaşla Alınabiliyor | 6 KAT DAHA FAZLA ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR |
Audi A3 (0) | 31.000€ 35 Turbo FSI 150 HP | 20 Aylık Maaşla Alınabiliyor | 1.050.000TL | 191 Aylık Maaşla Alınabiliyor | 10 KAT DAHA FAZLA ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR |
iPhone 14 Pro Max | 1.449€ | 1 Aylık Maaşla Alınabiliyor | 43.999TL | 8 Aylık Maaşla Alınabiliyor | 8 KAT DAHA FAZLA ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR |
NOT: Lütfen Euro’yu kurla çarparak bizden daha pahalı alıyorlar hesabı yapmayın. Çünkü onlar Euro kazanıp Euro harcıyorlar biz de TL kazanıp TL harcıyoruz. Eğer yapacaksanız burada verdiğimiz tüm değerleri Euro cinsine çevirerek karşılaştırınız. Sonuç bizimki ile aynı çıkacaktır.
Özgürlüklerin Kaybolması (Özgür Konuşamama – Yazamama) :
Sosyal medyada yazılan birçok yazı ve paylaşım hakkında insanlar hakkında soruşturma kararı ve incelemeler başlatılıyor. Bu sık sık gündeme gelen ve ciddi tartışmalara yol açan bir konu oldu. Zira bu gündem altında Silivri Cezaevi ve Silivri Soğuktur gibi şakalar da türedi. İnsanların özgürlüklerin kısıtlandığı, kimsenin fikrini dile getiremediği, gazetecilerin ve basın mensuplarının tutuklandığı ve bir nevi diktatörlük gibi bir sistemle yönetilmeye çalışıldığımız belirli kesimler tarafından belirtilmekte ve savunulmakta. Bu konuda özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında paylaşılan yazılara daha çok soruşturmalar açıldığı ve bunun kabul edilemez olduğu ifade ediliyor. Bu konuda istatistiksel değerlere bakacak olursak;
15 Eylül 2022 tarihinde yapılan haberlere göre 2014 yılında göreve gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaretten açılan soruşturma sayısı yaklaşık 200 bin, dava sayısı ise yaklaşık 45 bin. Bu sayılar kulağa oldukça fazla geliyor. Tek tek tüm paylaşımları incelemek tabii ki mümkün değil ancak bu noktada değinmek istediğimiz bir şey var. Tabii ki özgürlüklerimiz olmalı ve herkes fikrini düşüncesini özgürce ifade edebilmeli. Ancak hepimizin de bildiği gibi birisinin özgürlük alanı bir başkasının özgürlük alanına girince biter. Yani demek istediğimiz her ne kadar eleştiri yapmak istesek de kullandığımız kelimelere ve üsluba dikkat etmeliyiz. Çünkü karşımızda kanun karşısında hakları olan bir birey var. Bir de bunlara ek olarak görevi dolayısıyla bir makamı temsil eden bir yönetici olduğu için kullanılan cümleler devlet görevlisine hakaret ve makama söylenilmiş olarak da sayılabilir. Bundan dolayı kullandığımız kelimelere ve paylaşımlara dikkat etmek bizim de tavsiyemizdir.
EK BİLGİ — SANSÜR YASASI : Ülkemizde yeni yürürlüğe giren sosyal medya yasası da çok tartışılmıştı. Bu konuda da açıklama yapmak istedik. Ülkemiz son yıllarda sosyal medyada en fazla yalan haber ve bilgi dolaşan ülke oluyor ve bu oran %49 gibi çok yüksek bir değere sahip. Bu kadar fazla yalan ve yanlış paylaşımın yapıldığı bir ortamda kesinlikle caydırıcı uygulamalara ihtiyaç duyulmakta. Zira doğru bilginin olmadığı yerde güven ve huzur ortamı oluşturulamaz. Manipülasyonlara tamamen elverişli bir ortamın olması, toplum huzurunu bozmak isteyen bazı kesimlerin tamamen hoşuna gidecek bir durumdur. Bu yasa uygulanırken de ihtiyacımız olan objektiflik ve adaletli yargılamadır önemli olandır.
Sınır Ötesine Yapılan Operasyonlar ve Diğer Ülkeler Yardımlar:
Türkiye’nin son yıllardaki atılımları yurtiçi ile sınırlı kalmadı ve sınır ötesi operasyonlar da gerçekleştirdi. Özellikle Suriye, Irak, Libya gibi kritik bölgelerde Türkiye’nin ciddi müdahalesi oldu. Suriye ve Irak’a yapılan sınır ötesi operasyonlarda Türkiye, hiçbir ülkenin toprak bütünlüğünü bozmak gibi bir amacı olmadığını sadece kendi sınırlarını koruması gerektiğini ve bundan dolayı güvenli bölge oluşturmak amacıyla bu operasyonları gerçekleştirdiğini vurguladı.
Türkiye’nin amacı sınırda 30-35 km kadar içeri girerek bir sınır oluşturmak ve bu sınırın içerisinde kalan alanda bir yaşam koridoru sağlamak. Askeri kontrol altında tuttuğu bu bölgeyi kontrol eden Türkiye, öte yandan ülkeye kaçak yollarla girmeye çalışan terör ve terör destekçilerinin sınırdan geçişini engellemeyi hedeflemektedir. Bu güvenli alanlar ve bölgeler konusunda zaman içerisinde farklı haritalar ve konumlar gelmekte bundan dolayı buraya bir görsel koymadık. Ancak Türkiye güvenli bölge diye aratarak internetteki yazıları okuyabilirsiniz.
Ek olarak Türkiye Libya’ya da asker göndermiş ve orada da faaliyet göstermişti. Buradaki durum diğerlerinden biraz daha farklı. Libya’da askeri darbe gerçekleşti ve yönetime el koyuldu. Daha sonrasında ülke içerisinde bir iç savaş çıktı ve büyük çatışmalar yaşanmaya başladı. Meşru olan Libya Hükümeti birçok şehrini kaybetmişken resmi kanallarla Türkiye’yi ülkesine askeri olarak davet etti ve Türkiye resmi olarak Libya’ya destek verdi. Ayrıca Libya ile kıta sahanlığı anlaşması yaparak denizde ortak alan da oluşturuldu. Türkiye’nin Libya’ya müdahalede bulunmasıyla Rusya’nın, Birleşik Arap Emirliklerinin ve Mısır’ın desteklediği darbeci guruplar geri çekilmek zorunda kaldı ve ağır kayıplar verdi. Libya cephesi Türk Savunma Sanayisinin ve Türk Askeri’nin başarısını ortaya koyan dönüm noktalarından birisi oldu.
Kardeş ülke Azerbaycan’ın Karabağ savaşında ve Ukrayna’nın Rusya’ya karşı olan savaşında da başta Baykar Grubun İHA ve SİHA’ları olmak üzere kullanılan silahları Türkiye’nin yurt dışındaki izleniminde büyük farklılıklara yol açmıştır.
Fetö ve 15 Temmuz: Fetullah Gülen Cemaati ve yapılanması Ak Parti Döneminin en fazla tartışılan konularından biri olmuştur. Çünkü bu örgüt yüzünden millet ve devlet olarak maddi ve manevi olarak çok ağır bedeller ödendi. Fetullah Gülen ve yandaşlarının faaliyetleri 2000’li yıllardan öncesine dayanmakta. Ancak en çok büyümelerini son 15 yılda gerçekleştirdikleri herkes tarafından aşikar. Fetullahçılar kendi okullarını dershanelerini hastanelerini bankalarını ve daha birçok işletmelerini kurdular. Bunların da yanında siyasi ve yönetim olarak onlarca makamın da sahibi olmuşlardı. 17-25 Aralık’ta yaşanan siyasi krizden sonra Ak Parti Hükümeti ve FETÖ(Fetullahçı Terör Örgütü) birbirlerine savaş açmış ve politik bir kriz yaşanmaya başladı. En son 15 TEMMUZ 2016 gecesi FETÖ’nün hain darbe girişimi gerçekleşti. Tüm ülke Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sokağa inin talimatı ile meydanlara ve havalimanlarına toplandı ve darbecilere karşı halk direnişe geçti. Türk Milleti yapılan alçak ve hain saldırıya birlik olup karşı koydu. 15 Temmuz gecesindeki direnişte 251 vatandaşımız şehit olmuş, 2196 vatandaşımız ise yaralanarak gazi olmuştur. Bu hain darbe girişiminden sonra hükümet detaylı ve kapsamlı bir şekilde PDY(Paralel Devlet Yapılanması) operasyonları gerçekleştirdi ve 2 yıl süren OHAL(Olağanüstü Hal) ilan edildi. Bu süreç boyunca 128.000’den fazla kişi kamu görevinden ihraç edildi. Harbiyelerde okuyan ve kalkışmaya katıldığı ya da katkısı olduğu düşünülen öğrencilerden bazıları da ek olmak üzere binlerce kişiye hapis cezası verildi. Ak Parti hükümeti FETÖ’nün şimdiye kadar ki süreçte masum görünerek kendilerini kandırdığını söyledi. Sonrasında ise görevden alınan ve ceza verilen kişiler bir çok tartışmaya yol açtı. Eski kayıtlara bakıldığında birçok kişinin bu örgütle uzaktan yakından bağlantılarını görmek mümkün. Detaylı olarak kimlerin bu örgüte mensuba üye olduğunu tek tek yazmak mümkün değil ancak, bu ve bunlarla iş birliği yapanların vatana ihanet ettikleri aşikar. Binlerce şehidimizin arasından bazıları ise bu direnişin sembolü olmuştur. Başta ÖMER HALİSDEMİR olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet diliyoruz.


Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.